
Dijital dünyada masaüstü işletim sistemleri arasında uzun yıllardır liderliği elinde bulunduran Windows, son üç yıl içerisinde ciddi bir kullanıcı kaybı yaşadı. Microsoft’un yaptığı açıklamaya göre, Windows şu anda dünya genelinde 1 milyardan fazla cihazda aktif olarak kullanılıyor. Ancak bu sayı, 2021’de açıklanan 1,4 milyar seviyesinden 400 milyon daha düşük. Yaşanan bu düşüş, yazılım devinin geleceğe yönelik stratejilerini yeniden gözden geçirmesini zorunlu hale getiriyor.
Kayıpların yalnızca Windows 10’un 2025’te sona erecek desteğine bağlanması yetersiz bir açıklama. Aslında bu durum; Apple’ın kendi işlemcili cihazlarıyla pazar payını artırması, açık kaynak sistemlerin devlet kurumlarında daha fazla benimsenmesi ve mobil cihazların bireysel kullanıcı ihtiyaçlarını fazlasıyla karşılamaya başlaması gibi çok yönlü bir dönüşümün sonucu.

Kullanıcılar Hangi Platformlara Geçiş Yapıyor?
Apple’ın M serisi çiplerle güçlendirdiği yeni nesil Mac modelleri, bireysel ve kurumsal kullanıcıların yüksek performans beklentilerini karşılayarak macOS’a olan ilgiyi artırdı. Pazar araştırma şirketleri IDC ve Canalys’e göre Apple’ın masaüstü ve dizüstü bilgisayarlardaki payı %8,7’den %10,4 seviyelerine kadar yükseldi. Bu, Windows’tan kopan kullanıcıların bir bölümünün macOS tarafına yöneldiğini ortaya koyuyor.
Linux ise daha çok kamu kurumları ve kurumsal yapılar tarafından tercih ediliyor. Almanya, Danimarka ve Fransa gibi ülkelerde bazı şehir yönetimleri açık kaynak yazılımlara geçiş yaptı. Bu geçişler hem maliyet hem de veri güvenliği avantajlarıyla gerekçelendiriliyor. Öte yandan bireysel kullanıcı tarafında en büyük dönüşüm mobil cihazlarla yaşanıyor. Akıllı telefonlar ve tabletler, artık birçok kişi için bilgisayara olan temel ihtiyaçları ortadan kaldırıyor. Bu da masaüstü işletim sistemlerine olan talebi büyük ölçüde düşürüyor.
Microsoft’un önünde ise iki büyük zorluk var: Biri Windows 11’in geçiş maliyeti, diğeri ise kullanıcıları yeni donanım yatırımlarına ikna edememek. Bu şartlar altında şirketin Windows 10 desteğini uzatması veya daha hafif sistemlerle mobil-donanım uyumunu artırması kaçınılmaz görünüyor.