Avrupa’da internette kadın siyasetçilere yapılan nefret, onların popülerliğine bağlı olmadan gerçekleşiyor. İtalyan siyasetçi Giulia Fossati, 2021’de siyasi kariyerine başladı. Göç, ırkçılık ve feminizm gibi konularda fikirlerini sosyal medya üzerinden düzenli bir şekilde paylaştı. Paylaşımlarının ardından cinsiyetci hakaretlerle karşı karşıya kaldı. Karşılaştığı yorumlarda “mutfağa git” gibi söylemler yer aldı. Genç olması nedeniyle inandırıcılığının sorgulandığını belirtiyor. Pavia’da, merkez sol Partito Democratico partisinin kadın üyelerini temsil eden Fossati, aktif olarak görevde. Fossiati’nin yaşadığı bu durum bir istisna değil.
Politics and Gender adlı dergide yer alan araştırmada, kadın siyasetçilerin sosyal medya platformlarında erkek meslektaşlarından daha çok hedef alındığı belirtildi. Bu yapılan araştırma kapsamında Almanya, İspanya, İngiltere ve ABD’de siyasetçilere yönelik 23 milyondan daha fazla gönderi analiz edildi. Erkekler için yapılan hakaretler çoğunlukla genel hakaretler oluyor. Kadınlarda ise genellikle cinsiyetleri, görünüşleri ve etnik kökenleri gibi kişisel özellikleri hakaret içeriği oluyor. Avrupa’da saldırıların tanınmış olmakla çok az ilgili olduğu söylendi. Araştırmacılar, yapılan bu saldırıların, kadınların siyasetteki varlıkları için bir tehdit oluşturabileceği konusunda uyarıda bulundu.

Kadın Siyasetçilere Yönelik Dijital Şiddetin Toplumsal Ve Ekonomik Kökleri
Kadınlara yönelik nefret söylemlerinin temelinde sadece bireysel değil, aynı zamanda toplumsal faktörler de bulunmaktadır. Orta Avrupa Üniversitesi’nde profesör olan Andrea Peto, yapılan çalışmadaki yapay zeka kullanımını eleştirdi. Yapay zekanın daha incelikli olan sözlü saldırıları yakalama konusunda yetersiz kaldığını belirtti. Yine de araştırmanın bulguları, siyaset ve toplumsal cinsiyet alanındaki uzmanlar için beklenmedik olmadı. Kadın siyasetçilere yönelik internetteki taciz ve hakaret sorunu uzun süredir yaşanan bir problem durumunda. Kadınların seneler boyunca siyaset ve kamu tartışmalarında dışlanmış olmaları, bugün bile halen saldırılarla karşılaşmalarına neden oluyor. Bazı Avrupa ülkelerinde kadınlara oy hakkı verilmesi bile 1900’lü yıllarda oldu.
Oxford Üniversitesi’nden Prof. Sandra Watcher, Gelişen teknolojinin aslında toplumu yansıttığını ve süregelen sistemde ayrımcılığa uğrayan grupların, bu ortamda da aynı şiddete maruz kaldıklarını söyledi. Bu noktada da hukukun önemini vurguladı. Watcher, kadın siyasetçilere yönelik olan bu çevrimiçi saldırıların temelinde ekonomik nedenlerin de bulunduğunu da belirtti. TikTok ve benzeri bazı sosyal medya platformları yapay zeka destekli içerik denetimi kullanırken, Meta şirketinin Facebook ve Instagram gibi platformları denetimlerini azalttı.

Kadın Siyasetçilere Yönelik Çevrimiçi Nefretle Mücadelede Yeni Yaklaşım
Maastricht Üniversitesi’nden Prof. Sara de Vuyst’un söylediğine göre, yapay zeka nüanslı veya alaycı gönderileri yakalayamıyor. Vuyst ve Watcher, Avrupa Birliği’nin Dijital Hizmet Yasası’nın kadın siyasetçilerin yaşadığı bu konuda atılmış önemli bir adım olduğu görüşünde hemfikirler. Bahsedilen yasa, Kullanıcıların çevrimiçi haklarını korumayı hedefliyor. Kullanıcıların zararlı içerikleri bildirmesini kolaylaştıran bu yasa büyük sosyal medya şirketlerinin risk azaltma protokolleri uygulamasını gerekli kılıyor. İtalya’ya dönen Fossati, maruz kaldığı nefretle kendi mücadele ediyor. İlk başlarda, eleştirilere karşı doğrudan kendisi tartışarak cevap veriyordu. Şimdi ise ironik yanıtlar vermeyi tercih ediyor. Yasal yolları hatırlatıyor olsa da sürecin zor olması nedeniyle genellikle dava açmıyor. Fossati, kötü yorumlara rağmet olumlu taraflara odaklanarak motivasyonunu koruyor.
