Türkiye’nin milli savaş uçağı KAAN, motor meselesiyle son günlerde yoğun şekilde tartışılıyor. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın New York’taki açıklamaları ve Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün’ün verdiği yanıtlarla birlikte, projenin gerçek yol haritası daha netleşti. Peki KAAN’ın motor planında gerçekten kriz mi var, yoksa bu baştan beri planlanan bir strateji mi?
KAAN’da Üç Aşamalı Motor Stratejisi
KAAN’ın motor süreci aslında üç aşamalı bir stratejiye dayanıyor. İlk test uçuşları ve prototipler için Amerikan yapımı F110 motorları kullanılıyor. Blok 1 üretiminde de 40 adet uçakta yine bu motorlar yer alacak. Ancak asıl hedef, tamamen yerli üretim olan TF-35000 motorunun 2032’de devreye girmesi. Böylece Blok 2 uçaklarında KAAN, milli motoruyla gökyüzünde olacak.
Yerli Motor TF-35000’in Yol Haritası
35 bin libre itki gücüne sahip olması planlanan TF-35000, F110’dan daha güçlü olacak. 2026’da ilk çalıştırma testlerinin başlaması hedefleniyor. TEI ve TRMotor projede kritik roller üstleniyor. Türkiye, bu sayede jet motoru geliştiren sayılı ülkeler arasına girmeyi amaçlıyor. Üstelik Endonezya’nın 48 adet KAAN siparişi, yerli motor entegrasyonuyla daha da stratejik önem kazanıyor.
Teknolojik Bağımsızlık ve İhracat Vizyonu
Türkiye’nin savunma sanayii için yerli motor sadece bir mühendislik başarısı değil, aynı zamanda stratejik bağımsızlık anlamına geliyor. Daha önce ATAK helikopterlerinin Pakistan’a satışında yaşanan motor krizi, yerli üretimin önemini göstermişti. KAAN’ın milli motorla donatılması, Türkiye’ye ihracatta tam özgürlük sağlayacak ve ABD onayına ihtiyaç duymadan istediği ülkeye satış yapabilecek.
Blok Yaklaşımı: Adım Adım Güçlenen KAAN
Projede uygulanan blok yaklaşımı sayesinde her aşama, hem operasyonel tecrübe kazandırıyor hem de yeni teknolojilerin sisteme eklenmesine imkan veriyor. İlk versiyonlar Türk Hava Kuvvetleri’nin acil ihtiyaçlarını karşılarken, 2032 sonrası tam yerli motor entegrasyonu ile KAAN gerçek anlamda milli bir kimliğe kavuşacak.
Yorum Yok
İlgili Yazılar
