Çin, yapay zeka (AI) teknolojisini eğitim sistemine entegre etme konusunda dünyada öncü bir rol üstleniyor. Batı ülkelerinde yapay zeka kullanımı hâlâ tartışılırken, Çin’deki üniversiteler ve okullar yapay zeka eğitimini zorunlu hale getirerek öğrencilerin bu teknolojiyi aktif bir şekilde kullanmasını teşvik ediyor. Bu yaklaşım, Çin’in küresel AI yarışında liderlik hedefini desteklerken, Batı’daki temkinli tutumla keskin bir tezat oluşturuyor.

Çin’de Yapay Zeka Eğitimi: Zorunlu Ders ve Yaygın Kullanım

Çin’deki eğitim kurumları, yapay zeka eğitimini bir tehdit olarak görmek yerine, bunu temel bir beceri olarak değerlendiriyor. MIT Technology Review’un incelediği 46 önde gelen Çin üniversitesinin neredeyse tamamı, son bir yıl içinde disiplinler arası AI programları, okuryazarlık modülleri ve yeni AI bölümleri açtı. Örneğin, Tsinghua Üniversitesi yapay zekayı biyoloji, sağlık ve beşeri bilimlerle birleştiren yeni bir lisans programı başlattı. Zhejiang Üniversitesi ise 2024’ten itibaren tüm birinci sınıf öğrencileri için yapay zeka eğitimini zorunlu kıldı.

Çin Eğitim Bakanlığı, Nisan 2025’te yayınladığı “AI+ Eğitim” yönergeleriyle, ilkokuldan üniversiteye kadar tüm eğitim seviyelerinde eleştirel düşünme, dijital okuryazarlık ve pratik becerileri geliştirmeyi hedefliyor. Pekin yerel yönetimi, bu kapsamda ilkokul, ortaokul ve liselerde yapay zeka eğitimini zorunlu hale getirdi. Bu derslerde öğrenciler, AI’nin temelleri, gerçek dünya uygulamaları, basit model oluşturma, veri önyargıları ve etik konuları öğreniyor.

Yapılan bir ankete göre, Çin’deki üniversite öğrencilerinin ve öğretim üyelerinin yalnızca %1’i AI araçlarını hiç kullanmıyor. Yaklaşık %60’ı ise bu araçları günde veya haftada birkaç kez sıklıkla kullanıyor. Bu, yapay zeka eğitiminin Çin’de neredeyse evrensel bir uygulama haline geldiğini gösteriyor.

Yapay Zeka

Batı ile Çin Arasındaki Fark: Yaklaşım ve Uygulama

Batı’daki üniversiteler, yapay zekanın akademik dürüstlük üzerindeki etkilerini tartışmaya devam ediyor. OpenAI ve Anthropic gibi şirketler, Batı’daki üniversitelerle iş birliği yaparak AI araçlarına kampüs erişimi sağlasa da, bu süreç genellikle bireysel çabalarla ve belirsizlik içinde ilerliyor. Birleşik Krallık’taki Warwick Üniversitesi’nde yapılan bir araştırma, öğrencilerin AI kullanımında doğru yönlendirmeye ihtiyaç duyduğunu ve bu konuda kaygı yaşadığını ortaya koyuyor.

Çin’de ise bu belirsizlik, kurumsal politikalarla desteklenen sistematik bir yaklaşımla aşılmış durumda. Çinli öğrenciler, ChatGPT veya Claude gibi Batı menşeli araçlara erişim kısıtlamaları nedeniyle yerel olarak geliştirilen DeepSeek gibi AI sistemlerini kullanıyor. Üniversiteler, bu sistemleri kampüs sunucularında ücretsiz olarak sunarak öğrencilerin sınırsız diyalog, uzun konuşma geçmişi ve gelişmiş analiz yeteneklerinden faydalanmasını sağlıyor.

Örneğin, Zhejiang Üniversitesi, öğrencilerin kimlik kartlarıyla DeepSeek’e ücretsiz erişebildiğini belirtiyor. Amaç, öğrencilerin hızla gelişen teknolojiye ayak uydurması ve küresel rekabette öne çıkması. Çin Siyaset Bilimi ve Hukuk Üniversitesi’nden Profesör Liu Bingyu, yapay zekayı “eğitmen, fikir ortağı ve sekreter” olarak tanımlıyor ve öğrencilerine literatür tarama, özet yazma ve grafik üretme gibi görevlerde AI kullanmalarını öneriyor. Ancak, yüksek kaliteli sonuçlar için “akıllı komutlar” gerektiğinin de altını çiziyor.

Çin’in Yapay Zeka Eğitimi Stratejisi

Çin’in yapay zeka eğitimi yaklaşımı, hükümetin merkezi planlamasıyla şekilleniyor. 2018’den bu yana, Çin Eğitim Bakanlığı 345 üniversiteye AI bölümü açma izni verdi ve bu bölümler ülkenin en popüler programları haline geldi. Ayrıca, 34 üniversite kendi AI enstitülerini kurdu. Bu strateji, Çin’in 2035’e kadar “güçlü eğitim ülkesi” olma hedefiyle uyumlu.

Çin’in yapay zeka alanındaki liderliği, yalnızca eğitimle sınırlı değil. Ülke, DeepSeek-R1 gibi modellerle küresel çapta dikkat çekiyor. DeepSeek, minimum donanım gereksinimiyle Batı’daki lider modellere rakip performans sunuyor. Bu başarı, Çin’in AI’ye olan yatırımını ve eğitimde sistematik yaklaşımını yansıtıyor.

Batı’daki Tereddüt ve Fırsatlar

Batı’da, yapay zekanın eğitimdeki rolü hâlâ tartışılıyor. Birçok eğitimci, AI’yi akademik dürüstlük için bir tehdit olarak görüyor. Ancak, Warwick Üniversitesi’nden Yanyan Li ve Meifang Zhuo’nun araştırmaları, öğrencilerin AI’yi etkili bir şekilde kullanmayı öğrenmesi gerektiğini vurguluyor. Batı’daki üniversiteler, Çin’in aksine daha bireysel ve dağınık bir yaklaşım benimsiyor. Örneğin, MIT gibi kurumlar, AI eğitimine yönelik girişimler geliştirse de, bu çabalar henüz Çin’deki kadar yaygın ve zorunlu değil.

Çin’in yaklaşımı, Batı’ya ilham olabilir. Öğrencilerin AI okuryazarlığını artırmak, dijital çağda rekabet avantajı sağlayabilir. Batı’daki üniversiteler, Stanford Üniversitesi’nin HAI Enstitüsü gibi örneklerden yola çıkarak daha yapılandırılmış AI eğitim programları geliştirebilir.

Çin’in Yapay Zeka Eğitimi Neden Önemli?

Çin’in yapay zeka eğitimi stratejisi, sadece teknolojik bir atılım değil, aynı zamanda toplumsal ve ekonomik bir dönüşüm hedefliyor. AI’yi bir beceri olarak öğretmek, öğrencilerin eleştirel düşünme, problem çözme ve inovasyon yeteneklerini güçlendiriyor. Çin, bu yaklaşımıyla küresel AI yarışında liderliğini pekiştirmeyi amaçlıyor.

Batı’daki temkinli tutum, etik ve akademik dürüstlük kaygılarına dayansa da, Çin’in sistematik yaklaşımı, AI’nin eğitimde nasıl dönüştürücü bir araç olabileceğini gösteriyor. Daha fazla bilgi için Çin Eğitim Bakanlığı veya MIT Technology Review kaynaklarını inceleyebilirsiniz.

Cevap Yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir