Minecraft’ın geliştiricisi Markus Persson’un korsan oyunlara dair söylemleri, oyun camiasında hararetli bir tartışma yarattı. Persson, dijital oyunların satılma biçiminin oyunculara gerçek bir mülkiyet hakkı sunmadığını savunarak, korsan oyunların bu bağlamda hırsızlık olarak görülmemesi gerektiğini ifade etti.
Oyun sektörünün en çok konuşulan figürlerinden biri olan Markus Persson, dijital içerik sahipliğine dair uzun süredir dile getirdiği eleştirilerini yeniden gündeme taşıdı. Özellikle son dönemde artan “oyunların kalıcı olarak erişilemez hale gelmesi” tartışmalarıyla birlikte, Persson’un açıklamaları daha fazla dikkat çekmeye başladı.

“Satın Alma Hakkı, Mülkiyet Anlamına Gelmiyorsa Korsanlık da Hırsızlık Değildir”
Persson, dijital platformlardan satın alınan oyunların oyunculara kalıcı bir sahiplik sunmadığını vurguladı. Eğer bir oyun geliştiricisi ya da yayıncı, herhangi bir zamanda oyunu kullanılamaz hale getirme hakkına sahipse, bu durumda kullanıcıların yaptığı ödemenin bir mülkiyet değil, yalnızca geçici bir erişim anlamına geldiğini belirtti.
Bu düşünceye göre korsan içerik kullanımı, fiziksel bir ürünün çalınması gibi değerlendirilemez. Persson, daha önce yaptığı açıklamalarda da benzer bir yaklaşım sergilemişti. “Bir araba çalarsanız, fiziksel olarak bir eksilme olur. Ama bir oyunun korsan kopyası oluşturulduğunda fiziksel bir kayıp yaşanmaz, yalnızca bir dijital kopya üretilmiş olur” sözleriyle bu argümanını savunmuştu.
“Stop Killing Games” Hareketine Destek
Bu kampanya, yayıncıların satın alınan oyunları zamanla tamamen erişilemez hale getirmesine karşı başlatıldı. EA Games’in Anthem adlı oyununu 2026’da sunucularını kapatarak kullanılamaz hale getireceğini açıklaması, bu tepkilerin daha da artmasına neden olmuştu.
Kampanya, oyunlara harcanan paraların karşılığında gerçek bir mülkiyet sağlanmadığını ve oyuncuların mağdur edildiğini öne sürüyor. Persson da bu durumu “oyuncuların ödediği ücretin kiralama lisansına dönüştürülmesi” şeklinde yorumluyor.
Markus’tan Yayıncılara Alternatif Bir Model: Topluluk Sunucuları
Persson’un sadece eleştirmekle kalmayıp, çözüm önerisi de sunduğu görülüyor. Persson’a göre, topluluk sunucuları oyunlara hayat veriyor ve bu yüzden yayıncılar kendi sunucularını kapattıktan sonra oyuncuların devreye girmesi gerekiyor. Böylelikle oyuncular, sevdikleri oyunları kendi aralarında sürdürebilir ve geliştirici firmaya da ek maliyet yüklenmemiş olur.
Sektörde Yeni Bir Sayfa Açılır mı?
Dijital içeriklerin sahipliği, yalnızca oyun dünyasında değil, müzik ve video yayıncılığı gibi pek çok alanda tartışılmaya devam ediyor. Ancak Persson’un sözleri, özellikle oyun sektöründe oyuncular ile yayıncılar arasındaki sahiplik tanımını yeniden gündeme taşıdı. Yayıncıların oyunlar üzerindeki haklarını sorgulatan bu yaklaşım, dijital mülkiyet kavramının yeniden tanımlanmasını gündeme getirebilir.
Dijital Mülkiyet Üzerine Derinleşen Tartışma
“Korsanlık hırsızlık sayılmaz” diyen Persson, hem oyuncuların hem geliştiricilerin kafasını karıştırıp fikir ayrılıklarına yol açtı. Dijital içeriklerin erişim süresi, sahiplik hakları ve kullanıcı lisansları gibi konular önümüzdeki dönemde daha fazla tartışılacak gibi görünüyor.
Oyunlara yapılan harcamaların, oyuncuya ne kadar kontrol ve sahiplik hakkı verdiği sorusu, bu açıklamalarla birlikte yeniden gündemin üst sıralarına taşındı. Endüstri temsilcilerinin, bu eleştiriler karşısında nasıl bir adım atacağı ise zamanla netlik kazanacak.
