Tom Clancy's Splinter Cell: Blacklist İnceleme


Amerika yine bir terör mücadelesiyle karşı karşıya, adamımız önceki serilerde de olduğu gibi Sam Fisher. Bilmeyenler için çok kısa bahsetmek gerekirse Binbaşı Samuel Sam Fisher çok yetenekli bir asker. Terörle mücadele konusunda da uzman birisidir. Third Echelon, Amerika Birleşik Devletleri Başkanı tarafından kapatıldıktan sonra özel askeri operasyonları yürütmek için yeni bir birim kurulur adı da Fourth Echelon olur. Bu birliğin başına Sam Fisher getirilir. Bu birlik Paladin adlı uçan bir üssün emri altındadır. 

Engineers adını verdikleri 12 kişilik terörist grubu Amerikaya saldırır ve Blacklist adını verdikleri bu terör eylemlerini Amerika'da uygulamaya başlarlar. Bu eylemler haftalık olarak planlanmıştır. Kısacası, bize verilen zaman kısıtlı ve haklarında hiç bir şey bilmediğimiz bu grubu Sam Fisher ve Fourth Echelon ile birlikte durdurmaz zorundayız. 

Oyunun içine biraz daha girmeden önce Fourth Echelon ekibine biraz bakalım nedir ne değildir kimlerden oluşur yeni karakterler var mı onlardan söz edelim. Grim' i tanıyorsunuz zaten takımla başkan arasında doğrudan teması sağlayan tek adam ve Sam Fisher' a planlarında yardımcı oluyor. Charlie ise Blacklist ile birlikte yeni katılan bir karakter teknoloji kurdu tam bir hacker giremeyeceği sistem açamayacağı kapı yok tek dezavantajı çok konuşması biraz heyecanlı bir karakter. Yeni karakterlerden birisi daha Briggs, bu karakter Sam Fisher gibi bir ajan ama daha çok çömez ve bize destek oluyor sadece Sam' den öğreneceği çok şey var. Bunlar dışında karakterlerde var tabi ama bizim için çok bir önem teşkil etmiyor.

 

Takımımıza da göz attıktan sonra düşmanlara bakmazsak olmaz çeşit olarak bir bakalım. Şöyle sıralarsak kimse bize kızmaz herhalde, keklikler diye adlandırdığım sıradan adamlar, bize benzeyen onlarda da termal gözlük var, zırhları kalın tank gibi elemanlar ve köpekler. Köpek diyip geçmeyin kokunuzdan buluyor sizi ve sizi parçalarken aynı zamanda yerinizi de belli ediyor. 

Birazda puanlama sisteminden bahsedecek olursak ki bu aslında sizin oyun içinde nasıl biri olmak istediğinizle alakalı bir durumdur. Ghost puanları, tam bir suikastçi gibi sessizce ve gölgelerde ilerleyerek toplayabileceğiniz puanlardır. Karanlıkta durduğunuz ve ses çıkartmadığınız sürece sizi bulamazlar ama siz onları bulursunuz. O ünlü üç gözlü yeşil ışıklı dürbünü es geçmek olmaz, tam bu işler için, kullanmaktan çekinmeyin. 

Eee tamam gölgeler, karanlıkta saklanma falan karanlıkta durup sadece düşmanları izlemeyeceğiz onların bir şekilde bayılması yada ölmesi gerekiyor. Susturucu bir silahla yada karanlıktan gelen bir bıçakla hem sessiz hemde ölümcül olun. Bu hareketleriniz de size Panther puanı kazandıracaktır. 

Yada sadece savaşmak ve öldürmek için doğmuş biri gibi davranıp, silahlarınızla ve patlayıcılarınızla cesaretinize güvenerek sizi öldürmek veya yakalamak isteyenlerin karşısına çıkın ve hepsini öldürün. Bunun karşılığında da Assault puanları kazanın.

Oyundaki modlar da değişiklik olmuş yenileri gelmiş eskiler geri dönmüş falan güzel olmuş, şimdi o kadar bahsetmişken onlardan da birazcık bahsetmemek olmaz. Özellikle herkesin merakla beklediği Spies vs Mercs çok oyunculu modu tekrar bizlerle hemde daha yüksek düzeyde ve detaylanmış bir şekilde geri dönmüş. Fourh Echelo' nun mekanına geldiğinizde bunların herbirine ulaşabilirsiniz. Co-op hikayesi olsun, Briggs görevleri olsun,  Spies vs Mercs, Blacklist ve daha fazlasına Fourth Echelon karargah merkezinden uçağın içinden ulaşıp mecaralara atılabilirsiniz ama bu olay bir süre sonra sıkabilir çünkü uçağa git mod değiştir, gir özellikle konsollarda fakat onlar için ekran özelliğini değiştirme düşünülmüş. Çok oyunculu modda yine seviye atlamalı bir şekilde ilerliyor. 

Blacklist, görsellik açısından güzel bir oyun olmuş. Çoğu ülke haritalarında bunu görmek mümkün olabiliyor. Etkileyici grafikleriyle güzel bir çalışma olmuş. Hatta haritalar arasında İstanbul bile var. Konsolla pc arasındaki farklara bakacak olursak aslında ufak tefek detay farkları dışında pek bir fark yok. Detay açısından da oyun gayet yeterli durumda gözüküyor. Oyun akışı güzel hikayeler çok kopmadan ilerliyor ve aksiyon sahneleri beklentileri karşılar düzeyde ve akıllıca tasarlanarak bazı aksiyonlar gerçek hayata uyarlanmış yapay zeka kullanılarak. Oyunda akıcılığı bozan hiçbirşey yok. Hikayelerde ilerlerken birden çok yöntemle görevleri geçebileceğiniz bir alt yapıya sahip olması yine bizi oyuna kaptırıp götürüyor. 

Bu tarz oyunlarda yani aksiyon ve gerilim yüklü oyunlarda ses efektleri ve müzik büyük önem taşır. Sessizce ilerlediğimizde inceden bir gerilim müziği, birden aksiyona daldığımızda müziğin hızlanması bize motivasyon desteği sağlıyor. Bunu da müziğin dinamik yapıda olması sağlıyor. 

Sonuç olarak, güzel bir Splinter Cell oyunuyla karşı karşıyayız. Özel bir şey yok hatta çok alışıldık bir hikaye ama sürükleyiciliği ve akışı oyunu bitirene kadar bırakmamanızı sağlayacaktır. Deneyin pişman olmazsınız. :)